25 Ocak 2019 Cuma


Burada mevsimin en soğuk baharını yaşıyorduk, varlığın ile yokluğun arasında ki farkı çözümleyebilmek için bu şehir'in eteklerinde kaban ile dolanıyordum. Oysa varlığında ki o güzellik beni yoruyordu. . Yavaşça terlemeye başlayan tenimin harareti karşımda seni görmeye yetebilecek kadar demlenmiş olmasıydı.

Aradan geçen zaman farkını çözümleyecek bir kuvvetin tanımı yoktu, ne bir matematik ne de hiçbir fizik kuralı yanımda olmanın gerçekliğini kanıtlayamazdı. İlk defa hissettiğim bu duygu, aslında gerçeğin içimde ki o fırtının ezberlediğim yolların ötesine beni itmiş olmasıdır yoksa hiçbir açıklamam olamayacaktır. İlk kez gözümün gördüğü yolların beni şaşırtıyor olması, bu yolların neleri anlattığını baktığım da gök yüzün de bir fotoğraf karesi gibi önüme sermesi beni daha da heyecanlandırıyordur.

Başka bir olasılığın olmasına ihtimal bile vermiyordum. Görmeden sevmek değildi adı ama görüpte sevebilmek de değildi. Görünmeyen avuç içi kadar küçük bir parçanın bu denli beni sarması inanılır gibi değildi, titremiyordum ama sabit durduğumuda söyleyemezdim. Dünyanın dönüyor olması dahi hiçbir şey şuan da benim içimde ki oluşan bu bulantıyı hissettiremezdi bana. Bunun adı seni sevmek değil, benim gibi sevebilmek de değil. Nedir ki bu zor ama bir o kadar da basit olan kavranması imkansız olan .. .
Bu sorunun cevabını hiçbir zaman çözemeyeceğim fakat bu beni üzen kısım değildir. Asıl manasının ne olduğunu anlayamadığım kelimeleri senin bana bakan gözlerine anlatamamaktı. Baktığımda gördüğüm sen , bir zaman sonra bakmadığım da dahi görebildiğim bir varlığın oluşmasının sebebi ne kadar açıklayıcı olabilirdi ki. Bunun adı aşk değildir. Aşk tuhaf bir kavramdır. Ama elle tutulamaz..
Fakat hissedilebilir.

Ancak bu kadar kısa bir süre aşkı anlatabilmek için yeterli bir süre değildir.. Her neyse..
Şimdi güneşin batışını, gecenin çöktüğü karanlığı anlatabilmek için yeterli zamanım yok. Biraz komik olmasını isterdim ki, güneşin batışını da pek sevmiyorum. Bu benim aptalca düşünceleri olan birisi olduğumu göstermez, fakat işin duygusal boyutuna bakarsak şuan gün batıyor ve sen yoksun. Sevmem için tek bir nedenim olsa dahi yanımda yokken ne geçen süre ne doğan yeni bir günü sevmeyeceğim.

Zaten konumuzda bu değil, ama konumumuz belli.
b.onurcan/facebook
b.onurcan/twitter

Anasayfaya dön

Tweet

9 Mart 2016 Çarşamba

Yaşlanmış Başlar

Yoluma döşenmiş taşlar
Şeytan yine aklımı taşlar
İşte hayat burada başlar
Bu uğurda kesilmiş hep başlar

Gözlerden akmış hep yaşlar
Hep söylerler nice mutlu yaşlar
Ama akıl yaşta değil başta
Ben de anlamamıştım en başta

Kalbimin duvarları artık taştan
Çoğunun kalbi olmuş taş han
İstedikleri neydi? Gözyaşı? Kan?
İnan ben de yaşadım an be an

Her şey mübah mı bir savaşta
Neden eliniz işte gözünüz oynaşta
Eski çamlar hâlâ mı yaşlar
Bardaklar ise kırıldı bir bir taşla..
/v.a.ceylan/

Anasayfaya dön

"Yıkılan Tahtın Gürültüsü" şiirini de okumak isterseniz buraya tıklayın.


4 Nisan 2015 Cumartesi

Yeni Bir Sayfa

Yeni bir sayfa her bir sayfa başka hayatlara tercüme.
Her yeni gün, aydınlığın parolasında.
Ki seni görmeden sevmek, aşkın en büyük gizemi.
İçinde kaybolduğum şehir, senin varlığında ki ezberim.

Ne derse gece, gündüze aç yıldızlar.
Parlasa da gök, muhtaç bir ışığa.
Dönüp git diye değildir, yaşanmışlar.
Fakat ne kadar gidersen git, ihtiyacın var esintiye.

Bu rengarenk yollar sana çıkar mı bilmiyorum.
Ancak tuttuğumda nefesimi, soluğumda ki bu his.
Beni alıp götüreceğini bildiğim zamanın kollarında değilde,
Sana ilerleyen zamanın, koşuşturan anlarımın.

6 Mart 2015 Cuma

Solun Yolumdur (Seslendirme)

Solun Yolumdur Şiirini aşağıdaki bağlantıya tıklayarak SoundCloud'dan dinleyebilirsiniz..

Veysel Alperen Ceylan - Solun Yolumdur

 Solun Yolumdur - Veysel Alperen Ceylan

Anasayfaya dön

27 Ocak 2015 Salı

Solun Yolumdur

Şiir olup yazmak seni, bana benzer
Sen yüreğime girmiş, aklımdaki tek ezber
Yüreğimizin seli tüm engelleri ezer
Aklım hep senin sokağında gezer

Sevmek seni, yüreğimdeki bir fırtına
Değişmem dünyayı kokunun bir fırtına
Kimse yaslanmasın benden başka, sırtına
Koşarım düşünmeden her sıkıntına

Gözlerin boşluğumdur sana düştüğüm
Sen benim her zaman kurduğum düşsün
Biz hiç bir zaman çözülemeyen bir düğüm
Bırak, aşkın her daim gönlüme düşsün

3 Ocak 2015 Cumartesi

Ahde Vefa

Kalem kağıttan fazlası gerekmiş şiire
Özgürlük sorulur mu hiç esire
Mahkum oldukça yanar içim sesine
Ne vardı ki hayat sanki hediye

Bunlar hep yoluma seril diye
Ne dayanır ki kuvvetli bir sevgiye
Bak burası seni beklediğim bahçe
Gelmezsem eğer derinden bir ah çek

Yerine koyduğum herkes mi sahte
Gelmez misin yoksa yine üç vakte
Bende hiç vefa kalmadı ahde
Seni unuttuğum her güne ah de

12 Aralık 2014 Cuma

Sahipsiz Sokak Başları

Açılmıyor sayfalar, geçmişe gömüldü eski günler.
Soğuk olduğum da doğru bu duygu ritmimi düğümler.
Artık yok düşünmeler, üzülebilirim de ben,
Görmezden gelip hayatı dillendiremezken.

Oturmuyorum, değilim artık olduğum yerde.
Kaybettin mi günleri, bak kalkıp gideceğim derde.
Bırak gideyim artık, sevmiyorum ikilemleri.
Darmadağın oldu geçen tüm iklimlerim.

Daha önce hiç görebildin mi bu ekşi suratı
Geçemiyorum artık karanlık bir sokağı
Göremediğin uçsuz fırtınan gözü gibi.
Tozunu göğe bırakıp, ardına bakmayan uykunun dibi.