1 Eylül 2014 Pazartesi

Yalnızlığın Rüyalar ile Dansı

Belki de en anlamlı cümlelerimi yokluğun ile yitirdim.
Aşk kaybolduğunda öznelerin bir hükmü kalmazmış,öğrendim.
Gidenin ardında bıraktığı ayak izleri toprağa karışırmış.
Geride kalan birikimlerin, hepsi bir kavanoza hapsolmuş.
Gençlik denilen illet mutluluk ile bağdaşırmış.
Kaderimizi kendi ellerimizle itiyormuş, atıyormuşuz.
Aşk bitti derken, yeni aşk doğar diye düşler kurup,
Kendi hikayemizi, baştan yazarak,ümit besleyerek.
Ay ile yıldızın arasındaki mesafeleri, hoş görüp,
Birkaç nesneyi bir araya getirip,ışığa tapıyormuşuz.

Bugün hayallerime sarılıp, akşama kadar uyudum.
Uyurken, gerçeklerime karşı oturup düşledim.
Ağrıyan bacaklarımı uzatarak, kendimi toparladım.
Dikkatli baktığımda ağrıyan yanımın,
Diz kapaklarımın olmadığının da farkına vardım.
Güne güzel düşlerle başlayıp, gece gördüğüm rüyanın,
Tembel bir adamın, yastığına bağladığı düşlerinin koptuğunu fark ettim.
Yaşamak için temel gerekir, gereken malzemeler eksik olunca.
Hiçbir şeyi tamamlayamıyorsun.
İçimde kaybolan aşkın buğusunda sallanıp duruyorum.
Bir salıncak gibi, bi yukarı bi aşağı.
Bi ardıma,bi önüme bakıyorum.
Sallayanım yok, sallanan salıncak yok.
Ağaç yok dal yok, demir yok zemin yok.
Yokluk içinde varlık da yok.
Karşılaştığım bir ruh,dışında kaybolan bedenim.
Yer altında saklanan korkularım.
Dışarıdan delirmeye yakın olan, tüm özneler.
Özgürce uçan kuşlar, şimşeğe çakılı kalan infazlar.
Hayatı tek parça yaşayan kelebekler, avuçlarındaki son nefesler.
Ölen, ölmeye razı olan yitirilmişlikler.
Kaybetmeden anlayamayacağın, değerler.
Dargınlıklar, solgunluklar, nefessizlikler.
Kendine meydan okuyan zaman.
Bunca tadı kaçmış cümlenin arasında, sahip olmadığın izlere teslimsin.
Kaçısın sağdan, takıldığın yer sol tünelde.
Bu tünelin sonu yok, ucu yok.
Tutanı yok, kanıtlayabileni yok.

Ortam yeterince gergin, sessiz olmak zorunda kalıyorsun.
Geçmek için birkaç adımda bir bekliyorsun.
Başını kaldırmaya zamanını bulamıyorsun, baktığında soluyorsun.
Susuz kalmışsındır, bir yudum sevgi uzatanın yoktur.
Kendi avuçlarında yalnızlığı hissediyorsun.
Birçok cümle ile dolduruyorsun yumruklarını.
Sıkıyorsun, sımsıkı sıkıyorsun.
Kaybetmeye tahammülün yok, savaşmaya da gerek yok.
Başını kaldırıp, ilerliyorsun.
Gök senin, yıldız sen. Ay sen ile ilerliyor.
Bulutlar yine özgürce dolanıyor.
Ancak gündüzün sıcaklığında yıldızları hissedebilecek kadar,
Güçlü ve keskin bakabiliyorsun.
İlerledikçe daha da rahatlıyorsun.
Uzaklaşıyorsun, her şey uzakta, herkes aylak aylak seni izliyor.
Oysa yanılıyorsun, sen aylak aylak insanları izliyorsun.
Biraz düşünmek için zaman ayır.

.... Aşk bitmiş mi ?

/b.onurcan/

Anasayfaya dön


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder